Amatörce




Odamda temizlik yaparken dolabımın üstündeki kutuda yıllar önce yazdığım bir yazıyı gördüm.Yıllar önce dedimse de o kadar da değil 3 yıl kadar önce. Üniversiteyi kazandığım hazırlık okuduğum yıla ait bir yazı. Herhalde üniversitenin kokusundan olsa gerek bir yazma tutkusu başlamıştı bende. Şimdi o yazıları nereye koyduğumu düşünüp hatırlayamamanın üzüntüsünü yaşıyor olsamda bu yazıyı bulmak mutlu etti beni. Değiştirmeden sizlerle paylaşmak istedim, ne kadar temiz, ne kadar safca yazılmış ne amatör bir yazı böyle, başlığı yok yazımın;



“Hayat uzun bir maraton ve hiç bitip tükenmeyen bir oyunun baş rolünde oynayan bizler. Bu sözleri kim bilir daha önce ne kadar çok duymuşuzdur. Ama ciddiye alıpta düşünen kişi sayısının fazla olduğuna da inanmıyorum. Evet hayat uzun bir maraton ve bu maratonu başarı ile bitirmemiz, kazanmamız için bazı şeylere ihtiyacımız var. Bunlardan birisi “Güven” konusu. Kendine güvenmeyen bir insan kesin hedefler bulamaz. Bundan dolayı o hayata değil, hayat ona yön verir. Sanırım bu durumda olmayı da kimse istemez. Taşıma suyu ile değirmen bir müddette olsa döner ama sonunda pes eden, kaybeden suyu taşıyan olur. Yani bir nevi hedefi olmayan insanlar başta kaybetmeyi kabullenmiş insanlardır. Gerçekleşmesi çok güç olacak bir şey olsa bile insanlar hedefler belirlemelidirler. Hedefler olsun ki gerçekleştiğinde tadını çıkartmanın da bir değeri olsun.



Bu bağlamda hedef kurmanın öncelikli aşamalarından biri hayal kurmaktır. Hayal vergisi olmayan her insanın kurabileceği sonsuz özgürlük dünyasıdır. Kimilerine göre hayal kimilerine göre boş düşünceler kimine göre de umut kapısıdır. Her insanın hayali farklıdır. Önemli olan hayalin gerçeğe yakın olmasıdır. Kişinin kendisini çok iyi tanıması gerekir çünkü kendinden bir beden boy büyük hayaller kuran ve buna bağlanan insan, gerçekleşmemesi halinde ciddi yıkımlara uğrayabilir. Hayal kurmak faydalıdır yeni fikirlerin, yeni etkinliklerin habercisidir fakat hayatımızı hayallere esir etmemeliyiz. Çaba göstermeden kurulan hayeller insana çok ağır bir yüktür. Çabalamayan başaramaz çünkü hayat acımasız bir serüven ve bu serüvende çalışmayan insanın kazanma olasılığı sıfırdır.



Kazanmak için ikinci şık akıldır. Kendine çok güvenen bir insan kazanma yolunda önemli bir etabı tamamlamaktadır. Ama aşırı güvende olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu olumsuz sonuçlar umulanın gerçekleşmemesi durumunda tavan yapar. Buradan da aşırı güvenin olumsuz bir yerinide bulabiliriz. Yani bir denge kurmak gereklidir. Akıllı ve aklını kullanmayı bilen bir insan hangi durumlarda ne yapabileceğini bilen, kendine hakim, mantıklı hayeller kuran ve kendine güveni olan bir kişidir. Akıl ve güven başarı için önemli yapıtaşlarından ikisidir. Ama bunlar kadar önemli bir şey daha vardır. Bu da deneyimdir. Kazanma yolunda deneyimlerin büyük katkısı vardır. En iyi deneyim kaybederek elde edilir. Çünkü insan bazı noktalarda kaybederek, hata yaparak deneyim kazanır ve bir daha bu hatalara kolay kolay düşmez… “



Yaz devam ediyor fakat diğer sayfaları bulamadım maalesef. Okurken garip oluyor insan sanki ben yazmamışım gibi. Sürekli aynı şeyler etrafında koşuşturmuş yazı buda onun heyecan faktöründen olsa gerek…

0 yorum:

Yorum Gönder